İçme suyu ve Kullanma Suyu Nasıl Olmalıdır?

Kullanma Suyu Hizmeti Almak İçin İletişim ;

Adres: Bakır Pirinç Sanayi Sitesi, Beylikdüzü /İstanbul

GSM: 0(532) 267 7217

Telefon: 0(212) 872 2845

İçme suları, genel olarak içme, yemek yapma, temizlik vb. amaçlar için

kullanılan ve TS 266’daki koşullara uygun, toplumun içme suyu ve kullanma suyu gereksinimleri için kullanıldığı şehir şebekeleri, kuyu suyu, çeşme suyu ve yine aynı amaçlarla kullanılmak üzere teknik usullerle dere, nehir ve göl, barajlardan arıtılmış  sular ile kaynak sularıdır. İçme suları berrak, tortusuz, renksiz olmalı, çürük, yosun, küf, H2S, Amonyak, bataklık vb. kokular bulunmamalıdır. Buna suyun organoleptik özellikleri de denilir.Renksiz ve kokusuz bir madde olan suyun, lezzetini içerisinde eriyik halinde bulunan karbondioksit ve ısısı vermektedir. İçme suyunun içerisindeki karbondioksitin 300 mg/litreden az olmaması istenir. Suyun fazla bulanık olmasının kirlilik göstergesi olarak alınması gerekmektedir. Toplam katı
madde miktarının litrede 500 mg ı aşmaması gerekmektedir. Su normalde renksizdir ve suyun renginin 5 platin kobalt ünitesini aşması durumunda renk özelliğini yitirmesi nedeniyle içilebilir olarak kabul edilmemesi gerekmektedir. Çok bulanık yüzeysel suları arıtım işleminden sonra özel çöktürme İşlemlerine tabi tutularak içerisindeki asılı parçacıklarının ve bulanıklık nedenlerinin giderilmesi sağlanır. Toplam katı maddeler, renk , bulanıklık derecesi, tad, koku, demir, manganez, bakır, çinko, kalsiyum , magnezyum, sülfatlar suyun kirlilik göstergesi olarak alınmaktadır. Ayrıca sülfatlar, klorürler, fenolik gruplarda kullanma suyunun kalitesini ve içilebilirliğini azaltan önemli kirlilik göstergeleri olarak ele alınmalıdır. Suyun pH değeri de önemli bir değerlendirme faktörüdür. pH ölçümü su değerlendirmesinde basit ve kolay uygulanabilir bir yöntem olarak oldukça yararlıdır.

Hemen yandaki videoda içme suyu ve kullanma suyu arıtımı aşamaları ile ilgili bilgi verilmekte. Suların bakteriyolojik özelliği özellikle sağlık açısından önemlidir. Suların bakteriyolojik standardını korumadan toplum bireylerinin sağlığını güvenceye alabilmemiz mümkün değildir. Dünyanın bir çok ülkesinde bakteriyolojik kirlilik nedenli hastalık salgınları önemli hastalıklara ve can kayıplarına neden olmayı sürdürmektedir. Bebek ölüm nedenleri arasında su ile bulaşan hastalıklar önemli bir yer tutmaktadır. Sulara insan ve hayvan dışkı ve idrarı karışmamalıdır. Ayrıca suların içerisinde insanda hastalık yapıcı hiçbir bakterinin bulunmaması gerekmektedir.

KULLANMA SUYU KAYNAKLARININ KORUNMASINDA ORMANCILIĞIN ÖNEMİ

Kullanma Suyu Hizmeti Almak İçin İletişim ;

Adres: Bakır Pirinç Sanayi Sitesi, Beylikdüzü /İstanbul

GSM: 0(532) 267 7217

Telefon: 0(212) 872 2845

Ormanlık havzaların su verimleri, hemen bütün dünyada öteden beri insanların başlıca içme ve kullanma suyu kaynaklarındandır. Böyle yerlerdeki çeşitli ormancılık uygulamalarının ve ormanların çok amaçlı kullanımının da giderek artmakta olması, çoğu durumlarda ormanlık havzalardan sağlanan kullanma suyunun kalitesi üzerinde önemli etkiler yapmaktadır. Bu olumsuz etkiler ve suyun fiziksel, kimyasal ve bakteriyolojik kalitesinin kontrolü olanakları şöyle özetlenebilir:
Jeolojik ya da doğal erozyon adı verilen ve arazinin iklim, topoğrafya, vejetasyon örtüsü, toprak ve jeoloji bakımından taşıdığı özelliklerine bağlı bulunan erozyon sonucu meydana gelen sedimentasyonu kontrol etme olanağı, yok denecek kadar azdır. Buna karşılık hızlı erozyon denilen ve dağlık arazi havzalarında doğal vejetasyon örtüsünü, mevcut drenajı, ya da yamaç stabilitesini tedirgin eden çeşitli faaliyetlerden etkilenen erozyon, büyük ölçüde kontrol altına alınabilir. Bu amaçla, orman yolları, toprağı ve dere yataklarını en az tedirgin edecek şekilde planlanmalı ve yapılmalı, yol yapımı ile erozyona açık kalan toprak yüzeylerinin korunması için hemen önlem alınmalıdır. Bu koruma ya vejetasyonla, ya da erozyona dayanıklı çeşitli kaplama materyaliyle sağlanabilir. Doğal drenaj sisteminin yol yapımıyla değişikliğe uğradığı yerlerde menfez, köprü, ya da kanal stabilizasyonu yapılması gerekir. Üretim faaliyetleri, ormanın özelliklerine en uygun bulunan ve toprağı en az düzeyde rahatsız edecek olan silvikültür, kesim ve taşıma yöntem ve sistemleri kullanılmak suretiyle planlanmalı, üretim artıklarının derelere ulaşmaması için önlem alınmalıdır. Yeterli bir vejetasyon örtüsünün korunması ya da traşlanan kısımların vakit geçirilmeden ağaçlandırılması, hızlı erozyonun ve sedimentasyonun önlenmesinde en etkin yoldur.
Dere kıyılarındaki vejetasyonun ortadan kaldırılması ile kullanma suyu sıcaklığında önemli artışlar olmaktadır. Özellikle küçük derelerde suyun sıcaklığı, dere yüzeyini direkt güneş ışınlarına karşı gölgeleyen bir vejetasyonun korunması suretiyle kontrol altında tutulabilir.

İçme Ve Kullanma Suyu Hakkında Bilgiler

Kullanma Suyu Hizmeti Almak İçin İletişim ;

Adres: Bakır Pirinç Sanayi Sitesi, Beylikdüzü /İstanbul

GSM: 0(532) 267 7217

Telefon: 0(212) 872 2845

Genel olarak içme suyu ve kullanma sularının önemli bir bölümü, ormanlık havzalardan sağlanmaktadır. Ormanlık havzalardan kaynaklanan suların doğa! kalitesi, çeşitli ormancılık faaliyetlerine ve havza ormanlarının rekreasyon amacıyla kullanımına bağlı olarak bozulabilmektedir. Böyle havzaların su verimlerinin kalite açısından korunmasında ormancılığa önemli görevler düşmektedir. Estetik açıdan en çok arzu edilen su pırıl pırıl görünümdeki temiz su dur. Gerek içme suyu, gerekse kullanma suyunun duru olması, genellikle saflığının da belirtisi olarak düşünülmektedir. Sudaki ince sedimentler hem kimyasal, hem de bakteriyolojik kirleticiler taşıyabilir ve bu şekildeki bulanık sular, kullanıma sunulmadan önce daha pahalı işlemlerden geçirilmek zorunda kalınır. Ormanlık havzalarda su veriminin kalitesini koruma açısından benimsenecek yaklaşımın, bugüne kadar verilmiş zararları ortadan kaldırmağa çalışmaktan daha çok, durumun daha da kötüye gitmesini önleyecek çalışmalara öncelik verilmesi doğrultusunda olması uygundur. Bazı yer ve durumlarda. tahribata uğramış alanları ıslah etme gereksinmesi İle yüz yüze kalınacağı kuşkusuzdur. Bilindiği üzere çoğu durumlarda «önleme» ve «ıslah» çalışmaları, amaç, ilke, yöntem ve uygulamalar bakımından birbirinin aynıdır. Örneğin yüzeysel erozyonu önlemek için bitki örtüsünün korunmasına çaba gösterilirken, zaten aktif bir erozyona maruz bulunan bir havzada bu duruma bir çare olarak yeterli bir vejetasyon örtüsünü yeniden getirme çalışmaları yapılacaktır. Su kalitesine ilişkin standartlar suyun kullanım amacına göre değişmekle birlikte, ormanlık alanlardan kaynaklanan suyun orman alanını terkettikten sonra hangi amaçlarla kullanılacağının orman işletmecisi tarafından her zaman bilinememesi nedeniyle, işletmeci suyun en yüksek kalitede olmasını sağlama doğrultusunda çaba göstermek zorundadır. Suyun kalitesinde bir ölçüde değişiklikler olması doğal sayılmakla birlikte, kaliteyi etkileyebilecek çeşitli faaliyetlerin sıkı sıkıya kontrolü gerektiği üzerinde de ısrarla durulmaktadır. Ormanların yangından, aşırı otlatmadan, üretim ve yol yapımının neden olduğu toprak erozyonundan korunması gibi genel prensip ve uygulamalar bu doğrultudaki ormancılık çalışmalarından olmakla birlikte, daha spesifik hususlara da özen gösterilmesi gerekmektedir. Su kaynakları üzerindeki bazı olumsuz etkiler, eğer bunlar uygun olmayan, dikkatsizce ya da eksik yapılan ormancılık uygulamaları nedeniyle ortaya çıkıyorsa, önlenebilir niteliktedir. Uygunsuz ve yetersiz ormancılık uygulamalarından değil de ekosistemin tedirgin edilmesinden kaynaklanan olumsuz etkiler ise, kaçınılmaz ve tümüyle önlenemez niteliktedir. Arzu edilen bir sonucu kısmen de olsa sağlayabilmek ve olumsuz etkileri hafifletmek, ancak havza amenajmanı uygulamalarıyla mümkündür. Su kalitesini kontrol altına alma amacına yönelik amenajman uygulamalarını tartışabilmek için, ormancık uygulamalarının etkilerinin, çalışma ortamının fiziksel koşullarına, yani toprağın stabilitesine. arazinin eğimine, iklime ve hakim erozyon süreçlerine göre farklı olabileceğini hatırlamak gerekir.